22 Ekim 2017 Pazar

Evinizi sadeleştirirken dikkat etmeniz gereken 7 şey

Geçtiğimiz Pazar dolapta mini bir operasyon daha yaptım: modelini, rengini, desenini sevip ama üzerime olmadığı halde aldığım ve dolabımda bir umut tuttuğum etek ve pantolonları artık eledim. O kilolara ineceğim inancını kaybettiğimden değil ama önümde uzun bir süreç var, daha doğuma bile en az 4 ay var, sonrasında da kısa ya da uzun bir toparlanma, sonra da kilo verme dönemi olacak, şok diyetler peşinde olmadığım ve hedefimdeki kilo da zaten bir değil art arda şok diyetler gerektireceği için acelem yok.

E bu etekleri alalı zaten 3-4 yıl olmuş (bkz. İlk cocuk öncesi) dedim ki gerçekten hiçbir etek 5 yıl beklemeye değmez, dolapta bir de tıkış tıkış çürüyecekler. Kilo verince bakarım artık neye ihtiyacım varsa dedim ve kalkıp yarım saatte bir koca poşet doldurdum.

Ama evinizi, dolabınızı sadeleştirirken her zaman bu kadar aceleci davranmak akıllıca değil. Hatta bazı eşyalarda özellikle dikkat etmek lazım. Gelin bugün sadeleşirken nelere dikkat etmek lazım onlara bakalım.

1.       Elektronik eşyalar:  Eğer kişiselleştirilen bir eşya ise içindeki özel bilgilerinizi temizlediğinizden emin olun. Hatta bir format atın işinizi sağlama alın.
2.       Fotoğraflar: Burda genelde önerilen fotoğraflarınızı dijitalleştirme, yeni dönemde zaten her şey dijital, eski fotoğraflar içinse onları çöpe atmadan önce iyi düşünün, ben albümde tutmayı ve ara ara bakmayı seviyorum. Benim için bunun tam tersi yani bilgisayara atmak onları tamamen iptal etmek demek. Periyodik olarak da çekilen fotoğrafları albümleştiriyorum. Hem fotoğraflara bir göz daha bakmış oluyorum hem de sağlam bir eleme yapıyorum. Bir de attığınız fotoğrafları yırtmayı yani bir şekilde imha etmeyi unutmayın.
3.       Önemli belgeler: Ortalıkta yığın olmuş, her köşeden ayrı çıkan belgeler kimsenin hoşuna gitmez sanırım. Bunları mümkün olduğunca sadeleştirmeye, dijital olarak tutabildiklerinizi o şekilde saklayın (ben online bankacılık ile dekontlara ulaşabiliyorsam önemli ödemelerin dekontlarını ayrıca basmıyorum mesela). Ama bazı şeyler var ki bir büyük klasör yapıp onları orda tutmakta fayda var: Doğum/Ölüm belgeleri, Evlilik cüzdanı, Boşanma belgesi, Sağlıkla ilgili dökümler (aşı kartları gibi) , Sigorta poliçeleri (güncel olanlar) , vekaletnameler, Diplomalar, ruhsatlar gibi.
4.       Geçmişten gelen koleksiyonlar: Gözünüzü karartınız ve peçete/pul/biblo/magnet ya da herhangi başka bir konudaki koleksiyonunuzdan vazgeçmeye karar verdiniz diyelim, o zaman geçmiş günlerin hatrına bu koleksiyondan en sevdiğiniz 2-3 parçayı bir süre daha saklamanızı öneririm. O koleksiyonu temsil edecek bir şeyler. Bunların fotoğraflarını da tutabilirsiniz tabii ki. Ama manevi değeri olan bu şeylerden bir kerede vazgeçmek sizin için zor olacaksa bu yöntemi kullanabilir ve muhtemel pişmanlıkların önüne geçebilirsiniz. (ben doğumgünü kartları, çiçek kartları, davetiyeleri çok severim. Ama hiçbirini basılı saklamıyorum, hepsinin fotoğrafını çekip bilgisayarımda tutmayı tercih ediyorum.
5.       Değerli ürünlerin sertifikaları: Mücevher ya da pahalı çantalar vs. bunların sertifikalarını ya da kutularını, özel koruma çantalarını saklamak bu parçaları elden çıkarmaya karar verdiğinizde ürünün orijinalliğini ispatlamak için yararlı olacaktır.
6.       Temel mutfak ve banyo malzemeleri: Bir ara bomboş evlerde oturan, çekmecelerinde sadece evdeki kişi sayısı kadar çatal, bıçak olan Japonlar medyada geniş yer bulmuştu. Minimalizm ile aşırılığı karıştırmamak lazım. Tabii ki karar verirken amaç gereğinden fazlasından kurtulmak ya da aman ya lazım olursa diye stok yapmamak. Bu noktada hayatınıza bir bakın, ne sıklıkta misafiriniz geliyor, yatılı misafiriniz oluyor mu? Onlara çıkaracak kadar yedek eşyanız var mı: ) ya da kendiniz için ayırdığınız 2 havlu gerçekten yeterli mi? Çamaşırlar yıkanırken stres oluyor musunuz çarşafız ya da havlusuz kaldım diye: ) ya da akşam 2 arkadaşınız kahveye gelse çıkaracak fincanınız var mIJ (burdan aman her şeyin özel bardağı, çatalı olsun filan gibi bir fikrim olduğunu düşünmeyin. ama bazı şeyleri de –mesela Türk kahvesi- kendi özel fincanında içmenin ayrı keyfi var, ama yine tabii bunlar kişisel fikir ve tercihler)
7.       Minimalizmde hatıraların eşyalarda değil de hafızamızda olduğu bu yüzden eşyalara anlam yüklenmemesi söylenir. Ama yine de çocuğunuzun ilk saç kesiminden bir tutam saç  gibi özel bazı şeylere istisna gösterilebilir. Ama burda dengeyi kurmak adına kendinize sorun: ben bu şeye (ilk koşu madalyama, çocuğumun ya da kendimin bebeklik patiğine) bir kez olsun baktım mı, elime alıp düşündüm mü. Belki de aslında size bugüne kadar öyle dendiği için özelmiş gibi davranıyorsunuzdur. Özde önem ile sözde önemi ayırın: ) 

Bu arada evinizi oda oda sadeleştirmek için önerilere şurdan ulabilirsiniz.
Dolabınızı kolayca 6 adımda sadeleştirmek içinse şu yazıyı okuyabilirsiniz.



3 yorum:

  1. Ben de kilo veririm diye sakladıklarımı geçen hafta şutladım :( hem hüzünlüydü hem rahatlatıcı...zayıflarsam bi şekilde kavuşurum mutlaka yeni kıyafetlere diye güç veridm kendime...ferahlık beni arhatlatıyor...doluluk karmaşa yaratıyor mutfakda gardolapta masada herşeyde...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim dolabımın en büyük sıkıntısı: (

      Sil
  2. Harika yaziyorsunuz.Emeginize saglik.

    YanıtlaSil