Yazıya girmeden önce hepinizi Matilda Kahl'ı hatırlamaya davet ediyorum. Hani kendine bir üniforma yaratan ve her gün aynı tip giyinerek kendini sonsuz kıyafet kararları karmaşasından kurtaran reklamcı. (Burdan detaylıca hatırlamak mümkün)
Sonra da sizi Lucinda Burtt ile tanıştırmak istiyorum. Lucinda da Mathilda gibi bir reklam ajansında kreatif direktör, yani kıyafet için kurallar olan bir şirkette çalışmıyor; Mathilda'nın izinden giderek 3 hafta sürecek biraz daha farklı bir deney yapıyor kendine. Sadece çalışma günlerinde geçerli olan bu deneyde Steve Jobs'tan esinlenerek siyah boğazlı kazak ve kot pantolon tercih ediyor.
Bu deneyde cevap aradığı bazı sorular olmuş, mesela
- Ne giyeceğini bilmek onu bu süre içinde hızlandıracak mı?
- Her gün aynı şeyi giymek kolayına gelip devam edecek mi?
- Yoksa tam tersi bundan hemen sıkılacak mı?
- Ve daha da önemlisi "Kimse fark edecek mi?"
İlk hafta notlarına bakınca; Lucinda balıksırtı kararından hemen vazgecmiş; ve herhangi siyah bir üst olarak değiştirmiş kuralını. 1. hafta sonunda iş yerinde henüz fark eden kimse olmamış.
İkinci hafta notlarında ise Lucinda'nın bundan çok hoşlanmaya başladığını görüyoruz, evden çıkışı yaklaşık 20 dk hızlanmış ve tabii ki çok hoşuna gitmiş.
Gelelim deneyin son haftasına; deneğimiz bu 3. haftanın son günü "artık sonsuza kadar böyle giyinebilirim" diyerek bitirmiş olsa da tabii ki buna devam etmemiş. Ama bu 3 hafta kesinlikle çok rahat etmiş ve kimse onun kıyafetlerinin aynı olduğunu fark etmemiş ya da belki fark etseler de bir yorum yapacak kadar ileri gitmemişler.
Peki bu neden önemli? Bence bu kendimizi bazen çok önemserken; sürekli "güncel" kalmak için alışveriş yaparken bir durup düşünmek için önemli. Dünya bizim etrafımızda dönmüyor ve aynı kıyafetleri temiz ve özenli giydiğimiz sürece kimsenin umrunda değil; ve artık öğrendik ki o kalabalık fotoğraflarda herkes sadece kendini bulup kendine bakıyor :)
Güzel giyinmek ya da stil sahibi olmak çok fazla kıyafet satın alarak değil de o kıyafeti kendinize yakiştırarak, içinde rahat ederek ve özgüvenle durduğunuzda oluyor.
Tabii bir de Lucinda'nın kendine çıkardığı iki önemli ders var:
1. Sabahları ne giyeceğim diye düşünmek yerine akşamdan kıyafetini hazırlamak.
2. Günler için kafasında kurallar belirlemek; siyah pazartesi, mavi salı gibi
Lucinda'nın kendi kaleminden okumak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.
Bu yazıyı sevdiyseniz dolabındaki kıyafetleri 6 parçaya indirenleri de okumak isteyebilirsiniz.
Blogunuzu zevkle takip ediyorum..emeklerinize sağlık
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim : )
SilKesinlikle katılıyorum kimsenin umurunda değil aynı kıyafeti kaç kere giydiğimiz. İçimizdeki kuruntular bizden maddi manevi değerlerimizi çalıyor.
YanıtlaSilBen buna nasıl cevap vermemişim:(
SilMutlaka onemseyenler var ama onların da baska derdi yok diye düşünüyorum: )
Bir şeyi merak ettim. Aynı kıyafeti üst üste giymek derken, aynı kıyafetten birden fazla sahip olup dönüşümlü giymek mi? Yoksa, aynı kıyafeti günlerce üst üste giymek mi?
YanıtlaSilAynı tarz kıyafeti üst üste giymek, bizde aynı düğün kıyafetini iki düğün üst üste giymek bile olay biliyorsunuz :) burda siyah bogazlı kazakla baslıyor artık yıkama durumuna göre belki 2 belki 3 farklı kazak ama tek tip: ) böylece ne giysem stresinden arındırıyor kendini.
YanıtlaSil